18 Şubat 2011 Cuma




Doğa Cennetse Kent Cehennemdir *

Toplumsal eşitsizliğin yarattığı sınıf farkının, mekan ifadelerinde sunulmasıyla yan yana gelen hayatlar bir tür sıkışma, gerilim ve çatışma yaşamaktadır. Bununla birlikte her mekan kendi sınıfını yarattığı gibi, bu sınıfın işaretlerini, trendlerini, kodlarını içinde taşımaktadır. Birbirinden ayrılma, birbirini dışlama durumunun bir duvarla gerçekleştiği yada mekanın kendisinin bu özerk alanları yarattığını söyleyebiliriz. Diğerinden ayrılan ve kapalı bir topluluk formuna dönüşen bu yerleşme türlerinde izole edilmiş yaşamlar kendi iktidarlarını da seçerek, duvarın diğer tarafında kalanlara mesafesini koymuştur. Kent parçalara ayrılmış, ortak alan olarak değerlendirebileceğimiz kamusal alanlar işlevini yitirmiştir. Dolayısıyla kentte lokal alanlar ve bu alanlarda kutuplaşan, birbirinden uzaklaşan topluluklar oluşmaya başlamıştır. Bu ayrımı en basitinden zamanlarının farklılığından görebiliriz. Burada zaman mekanın içine taşınır ve zamanını da belirleyen moda kavramıdır. En yeni olan en ileride olandır. Kapitalizmle ilişkili olan moda kavramı zaman olgusunu kullanarak mekanlara sızar. Böylelikle mekanlar iktisadi bir anlamla ilişkilenir ve temel itici gücünü kazanır. Kentler önceleri birçok değişik coğrafyadan gelen, toplanılan alanlarken şimdi ayrışan ve birbirine temas etmeyen gruplara bölünmüştür. Bu ise kentin oluşumuna çelişkili bir durumu yaratmaktadır. Birbirine bu kadar yakınken uzak olma hali, diğerinin yaşamına kayıtsız kalma refleksini de geliştirmiştir. Kent, içinde barındırdığı farklı ırk, din, dil, kavramlarının üzerinde sınıfsal farka dayalı mekan ayrımcılığıyla tanımlanabilecek yeni sosyal grupları doğurmaktadır. Bu sosyal gruplar mekansal ayrımlarla kendi içlerinde homojen yeni bir kimlikle kentin içinde ayrılmaktadır. Ne zaman ki karşılaşmanın zorunlu olduğu hallerde mekansal olarak ayrımlaşan sosyal gruplarda çatışma da kaçınılmazdır. Charles Baudlaire göre kent doğa gibi hakiki değil sahtedir sunidir; tanrısal değil şeytanidir. Kahramanlarıda lanetlidir, kötüdür, çirkindir. Doğa cennetse, kent cehennemdir.

* Charles Baudelaire

Sanatçılar:

Ali Alışır/Ali Kazma/Ali Taptık /Anna Heidenhain/Ayça Telgeren/Başir Barlakov/Burcu Perçin /Cem Sonel/Erdal Duman/Erinç Ulusoy/Ersin Ersinhan/Fırat Engin/Gözde İlkin /Güneş Terkol/Hatice Çiçe/İrem Tok/İrfan Önürmen/Jose M. Rodrigues/Lütfi Özden/Mehmet Ali Uysal /Mümtaz Demirkalp/Mustafa Duymaz/Nejat Satı/Olcay Kuş/Onur Gülfidan/ Serap Öney/Serkan Demir/Şevket Arık/Volkan Aslan/Yaşam Şaşmazer /Zoe Baraton

Yazarlar:

Achim wagner /Ali Artun / Aydın Gelmez / Barış Acar / Bora Erdağı / Cana Bilsel / Ersin Vedat Elgür - Mehmet Ali Uysal / Fırat Arapoğlu / Savaş Ergül / Şevket Arık / Şinasi Tek / Utku Özmakas / Yeşim Uysal


YAYGARA Güncel Sanat İnisiyatifi


IF the Nature is Heaven, The City is Hell *

In the past the lifes which come together by the proposition of the class difference occured with social inequality within spatial expressions which tended to experience certain tensions and conflicts. Moreover, each space creates its own social class and it constitutes the signs, trends and some codes of that social class.We can say that the case of separation from eachother / exclusion of the others has been created by a wall or the space itself has created these autonomous places. The isolated lifes in the settlements which have transformed into a closed social form by seperating from the other and electing its political power , hold off the others on the other side of the wall. The city has been fragmented, the public spaces has already lost their function. Thereby some local spaces in the city and some social groups aparting from eachother and polarized in these spaces has been formed. We can see this distinction from the time differences they have. In these places the “time” is carried inside of the “space” and the determinat of “time” is the trend. The best one is the newest one. The concept of “trend”/”trendy” related with capitalism leaks into the spaces by using “time”. In this manner the spaces relates itself to an economic meaning and gets its’ impetus. Altough the cities were the places where the people from different cultures cometogether, now it has decomposed into the social groups not touching eachother. Therefore it creates a kind of conflict on existence of cities. The case of being away from eachother, altough they are so close to eachother has created a kind of reflex of indifferent to the others life. The city generates new social groups depending on social differences according to the different nationality, religious and language concepts sheltered in it. These homogenious social groups in their spaces differentiate with a new identity in the city. However, conflicts are inevitable when these groups have to meet. According to Baudlaire, the city is fake and artificial; diabolical, not godlike and its heros are damned, bad and ugly. If the nature is haven; the city is hell.

* Charles Baudelaire

Artists:

Ali Alışır/Ali Kazma/Ali Taptık /Anna Heidenhain/Ayça Telgeren/Başir Barlakov/Burcu Perçin /Cem Sonel/Erdal Duman/Erinç Ulusoy/Ersin Ersinhan/Fırat Engin/Gözde İlkin /Güneş Terkol/Hatice Çiçe/İrem Tok/İrfan Önürmen/Jose M. Rodrigues/Lütfi Özden/Mehmet Ali Uysal /Mümtaz Demirkalp/Mustafa Duymaz/Nejat Satı/Olcay Kuş/Onur Gülfidan/ Serap Öney/Serkan Demir/Şevket Arık/Volkan Aslan/Yaşam Şaşmazer /Zoe Baraton

Writers:

Achim wagner /Ali Artun / Aydın Gelmez / Barış Acar / Bora Erdağı / Cana Bilsel / Ersin Vedat Elgür - Mehmet Ali Uysal / Fırat Arapoğlu / Savaş Ergül / Şevket Arık / Şinasi Tek / Utku Özmakas / Yeşim Uysal


YAYGARA Contemporary Art Initiative

Hiç yorum yok: